Çocukluğundan beri kilolarıyla başı dertte olan Mesut Yar 10 ayda nasıl 40 kilo verdi?
Biliyorsunuz ki çoğu insan obezite hastalığı ve kilolarıyla başı dertte...Bir zayıflamanın öyküsünü sizlerle paylaşmak istiyorum... Umarım birilerine faydam dokunur...
Üstelik Bu Zayıflama Öyküsünü Mesut Yar Kitaba Dökmüş..
Mesut Yar çocukluğundan beri kilolarından şikayetçiydi. Bugüne kadar hep yanakları sıkılan sevimli adamdı. 10 ay önce canına tak etti, 40 kilo verdi. Şimdi bu hikayenin kitabını hazırlıyor. Ama öncesinde bize taktiklerini ve zayıflamanın hayatına kattığı yenilikleri anlattı.
TELEVİZYON
Zayıf olsaydım anchorman olurdum
TELEVİZYON kariyerimde “Şişman adam sevimlidir” lafı benim için belirleyici oldu. Belki bu yüzden mizah haberleri yaptım. Eğer zayıf bir adam olsaydım şimdi anchorman olurdum ve o masadan kalkmazdım. Bir ara ana haber bültenlerini de sundum ama o zaman bile ‘Bizim evin şişman çocuğu’ hali hep devam etti. Zayıflamama izleyici tepki gösterdi. “Seni mıncırasımız geliyordu” diyorlar. Ekran size altı kilo ve altı yaş ekliyor.
KİLO
Dervişlerin çile dönemi gibiydi
Tartıda en fazla 145 kiloyu gördüm. O dönem bilinçsizce 50 kilo verdim. Bu beni çok etkiledi. Kalp hızım çok düştü. İlaçla zayıflamak istemiyordum. Doğum günümde bir Sicilya masası kurduk. Bayağı içtik. Ertesi gün aynaya baktığımda “Bu ne?” dedim kendi kendime. Hemen doktora gittim kan değerlerim çok yüksekti. Kiloları artık sağlığım için vermem gerekiyordu. Kendimi bir ay eve kapattım, sosyal ortamlardan soyutladım. Dervişlerin çile dönemine benziyordu. Yağı, şekeri, unu, tuzu ve kademeli olarak alkolü bıraktım. Benim en büyük dertlerimden biri hızlı yemekti. Eğer hızlı yiyorsanız yemeğe yeşillikle başlamak lazım. Hızınızı alıyorsunuz.
İŞİN SIRRI
Antakya biberiyle 12 kilo verdim
Antakya’ya gitmiştim. Devasa bir masada oturuyorduk. Ben beyaz
peynir ve domates, karşımdakiler tıka basa yiyordu. Ve hepsi benden çok daha zayıftı. “Kilonuzu nasıl koruyorsunuz?” dedim. “Ete limon sıkıyoruz, Antakya biberi yiyoruz” dediler. Yeşil ve sulu bir biber. Acıyı çok severim ama ısırdığım anda acıdan ölüyordum. Dilin damağın resmen şişiyor. İlk üç gün büyük acılar çektim. Ama sonra alıştım, 12 kilo daha verdim. Bu biber, spor yapıyormuş gibi metabolizmayı hareketlendiriyor.
Spor
İlk insanların yak sistemi
Yak sistemi diye bir sistem denedim. 21 dakikada sekiz kere 30 saniye çok hızlı hareket etmeniz gerekiyor. Koşu bandından 5.4 hızla iki dakika yürüyorsunuz. İkinci dakikada hızı 10.8’e çıkarıp 30 saniye koşuyorsunuz. Bunu sekiz kere yapmalı. Peki niye? İlkel insanlar av olmamak için tehlike anında hemen koşmaya başlıyordu. Beyin de genetik olarak başınızın belada olduğunu sanıp yağlardan yakıyor. Bunu bisiklete de uygulamanız mümkün.
CİNSELLİK
Altta olmaktan kurtuldum
Müthiş enerjiğim. Uyku düzenim yerine oturdu. Yürümeye, merdiven çıkmaya başladım. Rahat düşünür oldum. Slow danslarda hep iyiyimdir. Bir buçuk yıldır bir ilişkim var. Kilo verince kız arkadaşımla gönlümce dans etmeye başladım. Seks hayatım da değişti. Sporun da işin içine girmesiyle performansım yükseldi. Altta yatan adam olmaktan kurtuldum. Harekete geçmeye başladım. Hepimizin porno film izlemişliği vardır. Oradaki pozisyonların yapılabildiğini gördüm. Artık sevişirken ışığı da söndürmüyorum. Yorganın altına girmiyor, gündüzleri sevişebiliyorum. Kadınlar da fiziğimi beğenmeye başladı. Laf atan bile oluyor.
ÇOCUKLUK
Devekuşu yumurtası gibiydim
Çocukken yumurta gibi ama devekuşu yumurtası gibi bir çocuktum. Hep kilolu oldum. İlk ve ortaokul yıllarımda futbol severdim ama koşamadığım için hep kaledeydim. Denize girerken hep şort giydim. ‘Şişman ve sevimli çocuk’ durumu hayatımda da etkili oldu. Bir doktor arkadaşım bana, “Sevimli çocuk cinsiyetsizdir” dedi.
Bu senenin en reyting alan işi: ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’
En iyisi: ‘İzmir Çetesi’ ve ‘Behzat Ç.’
En sevdiği dizi: Geçen sene ‘Geniş Aile’ydi bu sene ‘Behzat Ç.’
En sevdiği karakter: ‘Behzat Ç.’ dizisindeki Harun.
En dayanamadığı karakter: Kanal 7’deki ‘Tek Türkiye’ dizisinin Doktor Tarık’ı.
En çabuk zap yaptırtan: ‘Arka Sıradakiler.’
Zap yaptırmayan program: ‘İzmir Çetesi’... Reklamlarını bile izliyorum.
http://www.hurriyet.com.tr/' den alıntıdır..
Samandağ biberi yedim 2 haftada 12 kilo verdim'
Kilo vermeye başladıktan bir süre sonra ne kadar uğraşırsam uğraşayım daha fazla zayıflayamıyordum. Tam bu sırada Samandağ biberiyle tanıştım. İlk kez yediğimde acıdan küçük çaplı bir felç geçirdiğimi düşündüm. Ama sadece 2 hafta sonra mucize sonuçla karşılaştım: 12 kilo vermiştim!
DİYETİN ÖNÜNDEKİ SETLER
* 2 hafta kadar düzenli kilo veren bünyeler bir baraja gelir ve yaptıkları şey rutin olsa da kilo vermeyi beceremezler. İşte insanı yolundan döndüren en büyük set budur. O seti aştığınızda başarıya ulaşma ihtimaliniz gerçekten yüksek. Benim deneyimimde setlerin önemi çoktu. İlk seti ısrarım ve istikrarımla yılmadan aştım. 3’üncü ayın sonunda 14 kilo vermiş ve 2’nci setimle karşılaşmıştım. Egzersiz yapıyor, yediklerime dikkat ediyordum ama bir türlü kilo veremiyordum. İşte o sırada Samandağ biberi karşıma çıktı.
HEM YİYİP HEM İNCE KALMAK MÜMKÜN
* Bir belgesel çekimi için gittiğim Antakya'da çok mükellef bir akşam yemeğine davet edildim. Masadaki meze ve kebap çeşitlerinin haddi hesabı yapılamazdı. Ben önümdeki peynir, yeşillik ve yağsız yoğurdu tüketirken, karşımda benim yarım kadar fit duran adamlar yiyeceklere resmen abanıyorlardı. Soru basitti: “Bu kadar çok yiyip ince kalmak mümkün mü?” Karşımdaki dostum gülerek yanıt verdi. “Yediklerimizden çok, yerken ne tükettiğimiz önemli”. “Ne tüketiyorsunuz peki?” diye sorduğumda, masanın kenarında duran biber tabağından bir tane aldı, ağzına götürüp kallavi bir ısırıkla yarıya indirdi. Aynı hareketi yaptım ben de. Biberi aldım, ısırdım ve... İşte o an küçük çaplı bir felç geçirdiğimi düşündüm. Benim gibi acı ve baharat düşkünü bir damağı bile hissiz bırakacak kadar acı bir biberle karşı karşıyaydım.
METABOLİZMAYI HIZLANDIRIYOR
*Arkadaşım bu biberin yenilen yemeği hazmettirmesinin yanı sıra metabolizmayı hareket halinde tuttuğunu söyleyerek yararlarını da saymaya başladı. Ben de “Normal bir insan bunu yiyemez ki? Allah korusun mideyi deler, boşaltması da mümkün değil” diyerek laf yetiştirmeye çalıştım... Tam tersini iddia etti. Mide hastalıklarını giderip boşaltım sistemini çalıştırdığını, birkaç kullanımdan sonra acıdan çok lezzet verdiğini, üstelik mideyi şişirerek gereğinden fazla yemeyi de engellediğini söyledi. Gün içindeki su tüketimini de artıran bir harareti de hesaba eklersek, içinde yedek bir yağ yakıcı motorla dolaşacağının fantezisini bile yaptı... Mümkün müydü? Biraz acı çekmenin karşılığında yanıtını aldım. Evet. Samandağ biberi dünya üzerindeki en acı biber olmasa da en yararlı biber türlerinden biriydi. Zaten bilim, biberin insan metabolizmasındaki harekete geçirici etkisinin altını defalarca çizmişti. 2’nci ve zor barajımı bu biberi her öğünde düzenli olarak 3-4 adet tüketerek 2 haftada geçtim. Ve tam 12 kilo verdim. Hâlâ her gün 5 tane Samandağ biberi tüketiyorum.
Mesut Yar'dan KABAK YEMEĞİ Tarifi..
MALZEMELER:
-2 kabak
-1 soğan
-3 sarımsak
- Yarım kaşık Antakya biber salçası
- Pul biber
- Karabiber
-Dereotu
-Göz kararı kaynar su.
HAZIRLANIŞI: Minik minik doğranan soğan ve sarımsakları biraz suyla haşlayın. Suyu süzün, salçayı ilave edip karışımı kavurun. Doğranmış kabağı ekleyip karıştırın. Üzerine su, karabiber ve kırmızıbiber ilave edip pişmeye bırakın. Soğuduktan sonra dereotu ile servis edin.
LAHANA ÇORBASI
MALZEMELER:
-200 gram doğranmış lahana
-1 soğan
-Yarım kaşık Antakya biber salçası
- Pul biber
- Karabiber
-Yarım limon suyu
-Göz kararı kaynar su.
HAZIRLANIŞI: Minik minik doğranan soğanı biraz suyla haşlayın. Suyu süzdükten sonra salçayı katıp kavurun. Lahanayı ekleyin ve hafifçe kavurun. Üzerine su, limon, kırmızı biber, karabiber ekleyerek pişmeye bırakın.
ÖRNEK MÖNÜSÜ/ 2. GÜN
KAHVALTI: 1 adet simit, 100 gram yağsız beyaz peynir, ,1 bardak yağsız süt, ,1 çay kaşığı kekik balı.
ARA: 1 salatalık.
ÖĞLE YEMEĞİ: 1 kase yağsız kekikli yoğurt çorbası, yarım tabak kabak yemeği, 3 Samandağ biberi ilave edilmiş bol ekşili yeşil salata, 1 dilim kızartılmış kepek ekmeği.
ARA: 1 büyük fincan orta şekerli Türk kahvesi, 2 büyük boy ceviz. ;
AKŞAM: Bol yeşillik ve 2 adet Samandağı biberi ilave edilmiş söğüş domates, 1 kase yağsız kekikli domates çorbası, 1 porsiyon ızgara tavuk, 1 dilim kızarmış ekmek.
ARA: 1 avuç beyaz leblebi, maden suyu
Mesut Yar, kilo vermek isteyenlere örnek olsun diyor ve Sevgili Mesut Yar’ın 8 ayda nasıl 40 kilo verdiğini merak edenlere ise Mesut Yar’ın bu konuda ki açıklamalarını sunuyorum.
Taş devri egzersizi ile yağlarınıza veda edin..
Posta yazarı Mesut Yar, 8 ayda nasıl 40 kilo verdiğini anlatıyor…
- Kilo vermeye karar verdikten sonra başlangıçta haftada 4-5 gün, 30-40 dakika arasında tempolu yürüyüş yaptım. Asla koşmuyor, çok da hızlı yürümüyordum. Ama tempo hep eşit ağırlıktaydı. Ne fazla ne de az… Ne olursa olsun yürümek benim sistemimin olmazsa olmaz koşuluydu.
Nedeni de basit; yürürken terliyor ve vücudumdan baha zarar veren ne varsa çıktığını görüyordum. Zaten en basit sonucu da bir tartı karşılaştırmasında görüyordum. Egzersizsiz geçen bir haftada sadece 1 kilo kadar verirken, egzersizle birlikte 2, bazen 3 kiloyu buluyordum. Yürüyüşlere 5 ay kadar devam ettim. Ve bir gün hayatımı değiştirecek ipucunu buldum; işte şimdi kilolara muhteşem bir gol atacaktım. Öyle de oldu…
Atalarımız şişman değildi
-Üniversitede arkeoloji eğitimi aldığım için tarih kitaplarına ve eski insanın yaşama modellerine yaklaşımım sıradan insandan farklı. Tarihi, özellikle de ilk insanın hikayesini okumaya bayılırım. Çünkü modern dünyanın bütün gizli şifreleri bizzat ilkel insanın genlerinde şekillenir. Atalarımız bizim gibi yiyip, üstüne televizyon sefahati süren tipler değildi. Yaşamak için avlamak, av olmamak için de kaçmak zorundaydılar. Dolayısıyla ilkel kavimler içinde şişman adam bulmak mümkün değildi.
Genel kanıya göre vücut yağ depolarından yakmaya ilk 20 dakikalık egzersizin sonunda başlıyor. Peki 21 dakikada normal tempoda yapılan egzersizlerden 3 kat daha fazla yağ yakmanın yolunun olduğunu biliyor musunuz? Atalarımız biliyordu. Çünkü onlar sadece hayatta kalmaya kodlandığı için beyin de genetik olarak ‘bu adam ani bir harekete geçmişse başı beladadır, bütün enerjiyi vücuda yayayım ki hayatını kurtarsın’ diye düşünüyordu.
İşte beynin bu emriyle vücutta bulunan yağ depoları harekete geçiyor ve yağ hızla enerjiye dönüşüp yanıyordu. Bu yanmanın sonunda atamız ya hayatta kalıyor ya da peşindeki kadar yağ yakamadığı için av olup gidiyordu.
Bu egzersizi nasıl yapacaksınız?
-Belgesel izleyenler bilir. Yırtıcılar avlarını en fazla 20-30 saniye süreyle kesintisiz kovalar. Sonra kovalamaca yerini bir süre yavaş ve dinlendirici bir yürüyüşe bırakır. Sonra tekrar kovalamaca başlar ve bu döngü mutlu ya da mutsuz sona kadar devam eder.
‘Taş devri egzersizi’ de bu esasa göre kurulmuştur işte. 21 dakikalık egzersiz boyunca her iki dakikada bir toplam sekiz kez hızınızı 30 saniye süreyle iki misline çıkarmak sıradan egzersiz ritmini bozarak metabolizmanın farklı çalışmasına neden olur. Ve yağlar hiç düşünmediğiniz bir hızda, atalarınızın beyin kodunun verdiği direktifle uçar gider.
Sağlığı yerinde olanlar bu egzersizi korkmadan, endişeleri olanlar ise hafif yöntemler kullanarak yapabilirler. Yürümeyi sevmeyenler yüzebilir, sudan hazzetmeyenler bisiklet sürebilir, beli sakat olanlar farklı ve düzenli arayışlara girebilir. Üstelik işin fantezisi de var. Uzun ve sıkıcı egzersizler yerine peşinizde bir aslanın ya da leoparın olduğunu düşünerek yapılan sporda fazladan bir kimyasal yakımın gerçekleşmesi olasılığı da kuvvetli.
Neşenizi kaçırmadan spor yaparsanız, bir dönem sonra egzersizin hayattaki her şeyden çok daha önemli hale geldiğini görürsünüz. İşte yepyeni bir yaşam biçimi.
ÖRNEK MÖNÜ:
3. GÜN
KAHVALTI:
- 1 adet kepek ekmeğine kaşar peynirli tost (yağsız),
- 2 Samandağ biberi ve domates söğüş,
- Çay ya da kahve.
ARA:
- 1 çay kaşığı çam balı,
- 10 adet kavrulmuş fındık.
ÖĞLE YEMEĞİ:
- 1 porsiyon iyi ızgara edilmiş köfte,
- 2 adet Samandağ biberi ilave edilmiş bol yeşillikli domates salatası (üzerine biraz nar ekşisi gezdirin),
- 1 dilim kızartılmış kepek ekmeği.
ARA:
- Yağsız hellim peyniriyle hazırlanmış tost.
AKŞAM:
- 1 kase lahana çorbası,
- Az yağlı yoğurttan biber borani,
- Bol yeşillikli yağsız salata,
- 1 dilim kızartılmış kepek ekmeği.
ARA:
-1 porsiyon ekşi meyve.
ZAYIFLATAN TARİFLER
BORANİ MALZEMELER:
- 1 adet Samandağ biberi,
- Yoğurt,
- Sarımsak,
- Antakya biber salçası,
- 1 çay kaşığı zeytinyağı.
HAZIRLANIŞI: Biberleri ince ve yuvarlak şekilde doğrayın, az miktarda suda haşlayın. Daha sonra biberleri 1 çay kaşığı zeytinyağında kavurun. Biberleri havlu kağıt üzerine alıp kalan yağı süzün. Soğumaya bıraktığınız biberleri sarımsaklı yoğurtla karıştırın. Tavada kızdırılan biber salçasını üzerine dökün.
TAVUK SOTE MALZEMELER:
- 1 dilim diyet tavuk fileto,
- Küçük soğan,
- 2 diş sarımsak,
- 1 domates,
- 1 çay kaşığı Antakya biber salçası,
- 2 adet Samandağ biberi.
HAZIRLANIŞI: Soğan, sarımsak ve biberi salça eşliğinde kavurun. Sotelenmiş tavuğu ekleyin, kavurmaya devam edin. Minik minik doğranmış domatesleri ekleyip pişirmeye bırakın..
Kaynak : posta.com.tr
Samandağ Biberi Faydaları ve Hakkında:
Önce yakıyor, sonra zayıflatıyor
Antakya’nın Samandağ biberi, son günlerin en popüler ‘acı’larından biri haline geldi. Televizyoncu Mesut Yar, onun sayesinde 12 kilo verdi. Antakya’daki pazarlarda kapışılan biber artık kiloyla değil, tanesi 6 liradan satılıyor
Acı biberlerin metabolizmayı hızlandırarak yağ yakmaya, dolayısıyla da kilo vermeye yardımcı olduğu bilinir. Ancak bir acı biber var ki, onun sayesinde 12 kilo verdiğini söyleyen televizyoncu Mesut Yar sayesinde son günlerin en ‘ünlü’ biberi olmuş durumda. Antakya’nın Samandağ ilçesinde yetişen bu biber o kadar popüler oldu ki, bazı Antakyalı üreticiler kiloyla satmayı bırakıp tanesini 6 liradan satmaya başladıklarını söylüyor. Forumlarda, yurtdışından bile yazılan “Antakya Samandağ biberi arıyorum, nereden bulabilirim?” gibi sorular yer alıyor. Ünlüler, Twitter üzerinden sorup soruşturuyor…
MİDEYE ZARAR VERMİYOR
Samandağ biberi, yeşil ve sulu bir biber. Çok lezzetli ama aynı zamanda çok da acı. Yenmeye başladıktan sonra özellikle ilk iki, üç gün ağzınız bayağı yanıyor. Dilinizin damağınızın şiştiğini hissediyorsunuz. Ancak daha sonra alışıyorsunuz. Diğer biberlerden daha acı olduğu halde en önemli özelliklerinden biri mideye zarar vermemesi. Midede diğer enzimlerle hemen karışarak sindirimi çabuklaştıran bu biber, spor yapıyormuşsunuz gibi metabolizmanızı hızlandırıyor ve böylece yağ yakmayı kolaylaştırıyor. Samandağ biberi, doğal ortamında yetiştirilip siparişe göre taze olarak yerinden toplanıyor. Antakya’daki pazarlarda hemen tükeniyormuş şu sıralar. Sofrada yemeklerle beraber, yemeğin içine doğrayıp ya da közde pişirerek de yiyebilirsiniz. Çok acı olduğu için önceleri yerken dikkatli olmakta yarar var. Bir de yağ yakımı kolaylaştırmak için günde bir saat spor yapmakta…
Samandağ biberinin özellikleri
*Metabolizmayı hızlandırır ve böylece vücuttaki yağ yakımını artırır.
*Biber mideyi uyarır, sindirim salgılarını artırır, sindirimi kolaylaştırır, idrarı artırır.
*İçerdiği antioksidan ve diğer maddeler sayesinde, birçok kanser türüne ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.
*C vitamini yönünden zengin olduğundan, bedenin hastalıklara karşı direncini artırır, soğuk algınlığının ilk aşamasında iyileştirici etki gösterir.
*İçerdiği yüksek orandaki lif nedeniyle kabızlığa iyi gelir.
*Acı biber aynı zamanda akciğerler için yararlıdır. Balgam söktürücü işlevi vardır, kronik bronşit ile anfizemi önler ve hafifletir, solunum zorluklarını giderir.
*Damarlarda pıhtılaşmış kanı çözer, ağrıları dindirir.
Kaynak : Sabah
on günlerin en popüler besini Samandağ biberi. Ünlü suncu Mesut YAR’ ın, 8 ayda 40 kilo vermesinde hatta, zayıflamasının sırrını kitaplaştırmasında bile etkisi olmuş. Samandağ biberini ve zayıflatması sırrını, Mesut YAR anlattı.
“Acı Reçeteyle Tatlı Son” adlı kitap piyasaya çıkmadan Yar’la bir araya geldim ve ‘sevimli şişko’dan ‘yakışıklı Mesut’a dönüş hikâyesini dinledim.Taş çatlasın 15 gün önce konuştuk sizinle, “Kitap yazacağım” dediniz. Şimdi kitap elinizde. Bu ne sürat?
- Ben kitabı dört saatte yazdım. Daha önce Hürriyet’e verdiğim röportajı Posta’dan Rıfat Ababay görünce çıldırdı “Neden yazmıyorsun” diye. İki saatte yazdım, sonra da içinde ne eksikler var diye baktım… Aslında bunu zayıflama kitabı olarak değil de, kişisel gelişim kitabı olarak yazmak istiyordum ben. Zaten kafamda vardı değişen yaşam tarzımı yazmak. Bu kitapta zayıflama hikâyesinden çok, insanın kendini değiştirme hikâyesi var.
Sizin hikâyeniz…
- Evet, benim hikâyem. Kitabı yazdıktan sonra birkaç doktor arkadaşıma okuttum. Onlar da “Buna eklenecek bir şey yok, gerekli olanları sen yazmışsın zaten” dediler ve öyle tamamlandı.
Zayıflamaya karar verdiğiniz bir ‘o an’ var mı?
- Var. Doğum günümde Polonezköy’de toplanmıştık. Yedik, içtik. Ertesi sabah kalkıp aynaya baktığımda beğenmedim halimi. İyice şişmiştim. Doktora gittim, “Zayıfla biraz” dedi. “Bazı şeylerden vazgeçemem” dedim, “Kafana göre zayıfla, kasma” dedi. Nettir benim kararım. Ben Star TV’yi bırakacağım dersem, bırakırım. “Uyan Türkiye bitti” dersem, biter. Bütün kararlarımda çok net olduğum için diyete de kararlılıkla başladım. Bir ay kadar zayıflama formülleri araştırdım. Hep kendime bir hedef koydum. Fakat bunları yaparken hiç aç kalmadım. Her akşam da rakı içtim. Rakı kilo aldırıyor, evet ama 10 saat boyunca içersen aldırıyor…
MESELE, KENDİNDEN BIKMA MESELESİ
O doğum günü partisine kadar hiç mi “Zayıflamalıyım” dememiştiniz?
- Dedim. Bir 50 kilo verme maceram var mesela. Her gün canlı yayın yapıyorum, günde 2,5 saat performans sergiliyorum. Konuşmak, düşünmek acayip yoruyor, nefes nefese kalıyorum. Hatta bana “Ağabey o kadar çok konuşuyorsun ki, tık diye gideceksin” diye yazmışlar. Haklılar da bir yandan. Diğer yandan estetik takıntım yok. Kilolu doğdum, hep öyle gittim. Şişman adama laf sokanlara da ekstra laflarım vardır geliştirdiğim. Esprilerim var, kalırlar ezik gibi. Ama mesele o değil. Mesele, kendinden bıkma meselesi. Bu arada ağabeyim Cüneyt de 165 kiloya çıkmıştı, o da 112’ye indi.
Sizin yolunuzda ilerliyor yani…
- Tabii beni de geçer, çünkü Cüneyt 75 kilodan şişmanladı böyle. Ben 140 kilodan 100’e, 120’ye indim, hep o aralarda dolaştım. Burada en önemli konu şu; kiloyu verdin, nasıl koruyacaksın? En şaşırtıcı süreci son dört ayda yaşadım. Sık sık şehir dışına çıktım. Yedik, içtik. İstanbul’a dönünce dedim ki; “Muhtemelen almışımdır iki kilo filan ama çıkmayacağım tartıya. Egzersizlerimi yapayım, öyle çıkayım”. Sonra bir baktım; 2,5 kilo vermişim. Oysa bütün kebapları yemiştim Mersin’de. Ama işte benim Samandağ biberim sağ olsun!
Samandağ biberini ilk nasıl keşfettiniz?
- Denizbank’a yemek belgeseli yaparken, Antakya’ya gittik. Antakya da doğu mutfağı tabii. Ağabeyler karşımızda yiyor ama herkes ince! Fakat deli gibi yiyorlar. Bense onların karşısında haşlanmış peynir yanında domates, salatalık yiyorum. “Nasıl yani?” dedim, “Biz yeriz ama kilo almayız. Çünkü kilo, yemeğin yanında yediğimiz şeylere bağlı. Limon, dereotu yiyoruz” dediler, sonra da biberi çıkardılar. Çarlistona benziyordu. “Samandağ biberi, kilo verdirir” dediler. Yemeye başladım. Acıydı ama inat ettim. Ağızda tuhaf bir yanma hissi bırakıyor bir saat kadar. Ama sonra vücudunda sanki bir hareket oluyor. Metabolizmayı çalıştırıyor.
BİR ANDA SEKS SEMBOLÜ OLDUK
Onca acının herhangi bir yan etkisi var mı?
- Hayır yok, araştırdım onları. Tam tersine, mide hastalıklarına ve boşaltım sistemine iyi geliyor. Metabolizmayı hızlandırıyor. Kalbe de yararlı. Anladığım kadarıyla yağları da yakıyor.
Yani Samandağ biberi oldu, ‘Mesut Yar biberi’…
- Çok berbat oldu. Google’a girip “Mesut Yar” yaz, yanında Samandağ biberi çıkıyor! Biz 10 kilo biberi 3 liraya alıyorduk, şimdi birini 6 liraya satıyor adamlar. Şimdi de ‘Samandağ biberi hapı’ diye bir şey çıkarmışlar. Çok tehlikeli. İnsanları kandırıyorlar. Birkaç kişi duymuş, bana yazdılar “Biber hapına başladık ama yutamıyoruz” diye. “Sonsuza kadar zayıflamak istemiyorsanız aman bırakın” dedim. Öldürür yoksa! Orada yetişen her biber de Samandağ biberi değil. Onu uzmanlara sormak lazım. Çünkü bu biber çarlistona benzeyen, çok etli ve çok sulu bir biber. O suyu zaten işi bitiren. O sınavdan geçebilirsen tamamdır!
ÜNİVERSİTEYE KADAR KIZ ARKADAŞIM OLMADI
Kilolu olduğunuz için karşılıksız aşklar yaşadınız mı hiç?
- Hayatım öyle geçti. Üniversite 2’nci sınıfa kadar kız arkadaşım olmadı. Bizim topluluğun sevimli çocuğuydum hep. Ama böyle olunca geliştiriyorsun kendini. Ötekilerde olmayan ama sende olan ne var? Zeka. O hattan kurtarıyorsun ama o zamana kadar yaşadığın ezikliği nasıl kapatacaksın? Ağabeyim son derece yakışıklı bir adamdı. Deniz subayıydı. Ezik ezik bakıyorsun ona. Ama hayatın yarısı öyle boş gitti. Bunların hepsi ders oldu benim için.
Artık istediklerinizi de giyebiliyorsunuz. Alışveriş yapmak keyifli mi?
- Tabii. Yanımda 4 XL gömlek getirdim. Pantolon ve ceket de var eskilerden. Artık mağazalara girdiğimde “Üzerime bir şey olmayacak” derdim yok. Acayip bir güven geldi bana. Bundan vazgeçmeye de niyetim yok. Tabii yanımdaki insanların da önemi büyük bunda. Benim çok küçük bir arkadaş grubum var, o arkadaşlarımın hepsi bana çok destek verdi.
TEKNİK DİREKTÖRÜM FERDA
Kitapta “Ferda için” yazıyor. Kimdir Ferda?
- O candır. O benim mesleğimdeki koçum. Teknik direktör oydu. Belgesele gittiğimde yemek yiyor, kalorisini hesaplayamıyordum. Telefon açıyordum, o hesaplıyor ve bana “Burada dur” diyordu. 12 kilo da o verdi. Bizim ayrılıp barıştığımız dönemler oldu, o dönemlerde bile üzerimden elini çekmedi.
GAZETECİ KİMLİĞİMDEN SIKILDIM
Bundan sonrası için planlarınız ne?
- Sigara gidecek hayatımdan. Bir de sakin ve doğru düzgün işler yapmak istiyorum. Zaman planlamasını çok iyi öğrendim. Gazeteci kimliğiyle yaşamaktan çok sıkıldım. Değilim ya, ben insanım. İyi bir akademik eğitimden gelmiş, kendini yetiştirmiş biriyim ve bunu göstermek istiyorum. Sadece habercilik yaparak veya sabahları hoplayıp zıplayarak bunu gösteremiyorsun. İnanıyorum ki; bir gün bu ülkede yazıp çizerek para kazanacaksın. Ben de ilk adımlarımı atıyorum.
3 yorum:
en guzeli saglikli bir beslenme duzeni ve sporla saglikli sekilde kilo verip, sonrasinda da bunu korumak. mutlaka dogru bir diyetisyene gitmek bu isin anahtari.
birilerine faydam olsun malum obezite ülkemizdede var demişsiniz sanırım sizde obezsiniz resimlerinizi görmüştüm bu biberi tavsiye ediyorum
Sevgili adsız yine mi hortladın :)))
Bu arada seni üzücem ama obez değilim maalesef çünkü belliki cahilsin belli bir kitle endeks üzerindekilere obez derler..
Heee obez olsamda gocunmam bu bir rahatsızlıktır bu hastalıkla mücadele eden insanları görüyorum onlar hakkında bu tür yazılarda hoş değil eee insan cahil olunca böyle oluyor işteee :))
Ben halimden memnunumda sanırım siz memnun değilsiniz habire bu yazılarımı okuduğunuza göre :)) Allah yardımcınız olsun kıskanç arkadaşım :))
Yorum Gönder