24 Eylül 2009 Perşembe

SONSUZ '' Gitmek İstediğin Her Yer Yakındır ''

Bayramın 3.Günü tercihimizi Sinema'ya gitmekten yana kullandık..Geçen hafta Vizyona giren ve galasında ünlüleri ağlatan bu filmi çok merak ettim..Filmi hiç sıkılmadan izledik..Herkese tavsiye Ediyorum..İzlenmesi Gereken filmler arasında..

Yönetmen : Cemal Şan
Oyuncular/Seslendirenler : İsmail Hacıoğlu, Şevket Çoruh, Mehmet Ali Nuroğlu, Mustafa Üstündağ, Erda Tosun
Türü: Dram, Komedi
Süre :
Yapım : 2009


13 yaşında töre cinayetiyle hapise girmiş ve 20 yılını ıslahevinde geçirmiş Serhan (Ferhat Gündoğdu) gün ışığını dahi göremeden kanser hastalığı nedeniyle hastaneye yatar, hastanede yatmakta olan eski aktör Süleyman Turan’la birbirlerine destek olurlar… Arada sırada yanlarına katılan Volkan (İsmail Hacıoğlu) tedaviyi kabûl etmez ve sadece bayıldığında hastaneye uğrar. Süleyman abisini babası kadar severken, Serhan ile de anlaşamaz ve Süleyman abisinin Serhan’ın hayat hikâyesini anlatmasıyla ve Serhan’ı da alır çıkar buradan. “Zaten az bir zamanı kaldı, hayatı görsün” deyip ertesi gün ölmesiyle iki zıt kutuptan insanın duygusal, bir o kadar da heyecanlı hayat hikâyeleri anlatılmaktadır… Volkan her türlü pisliğin içinde Serhan’a hayatı yaşatmayı çalışırken bir an bile kendini düsünmez. Cihan’ın (Şevket Çoruh) sahibi olduğu bir barda dj.lik yapmakta olan Volkan’ın başı yine barda çalışan Tugçe’ye (Elif Sönmez) olan kıskançlığından dolayı Cihan’la belâya girmiştir. Cihan otuzlu yaşlarında, heybetli, astığı astık, kestiği kestik bir adamdır. Sadece bar işletmekle kalmayıp, karanlık işlere de bulaşmıştır. Tüm bu karanlık görüntüsünün yanında, kendisinden beklenmeyecek şekilde de duygusal ve sanatla haşır neşir birisidir. Şiirler okur, ressamları takip eder, sinema tutkunudur. Hayatındaki en büyük hayali, bir kitabı olmasıdır. Öldükten sonra yayınlanacak bu eserle edebiyat dünyasını temelinden sarsacağını düşünmektedir. Volkan, Serhan’ın son günlerini en güzel şekilde yaşatmaya çalışırken Cihan’ın gölgesi ise sürekli üzerlerinde olacaktır…

3 yorum:

Zehra Gürgen dedi ki...

Ahh be güzelim, biz sinemaya gitmeli o kadar olduki..
Ancak çizgi filmlere gidiyoruz:(
büyük filmlerine maalesef böyle okuyarak gitmiş kadar oluyoruz :(
küçük çocuk bırakacak yakın olmama problemi..

MEHTAP GÜZEY ÖZCAN dedi ki...

Ah canım bende kızımı anneme bırakmıştım 2 gün kaldı çok özledik o iki günde..

Zehra Gürgen dedi ki...

Meloş karamel tarifini vereyim sana biraz zahmetli olsada enfes bir Dulce De Leche elde edeceksin.Tek ihtiyacın taze st, pastörize olmasın.

Ben bloguda daha önce vermiştim ama barların arasında kayboldu, linkide tarifide kopyaladımcanım.Hazır almana hiiç gerek yok bu tarifle ikikavanoz elde edersin :) öptm..
http://www.cafederins.com/2009/02/limonlu-ve-cikolatali-karamelli-barlar.html

2 litre süt ( ben komşumun köyden getirdiği inek sütünü kullandım)
2 su bardağı şeker
1 çay kaşığı karbonat
Sütü ocağa alıp şeker eriyene kadar karıştırın. Bu aşamada karbonatı ekleyin. Karbonatı eklediğinizde sütköpürecek sonra tatlı bir açık kahve rengini alacak. Karıştırmaya devam edin.
Ben karıştırmaktan açıkçası çok yorulmuştum.
Leyya yazmıştı da çok sıkıcı bir iş olduğunu , ben karamelde karamel diye tutturduğum için bile bile bu işe soyundum.
Dediğim gibi yaklaşık 2 saat karıştırınca sonunda karameliniz de hazır oluyor.
Ben bu işe kalkıştığımda kızımın okul saati yaklaşmıştı.Bu yüzden ilk 45 dakikadan sonra karıştırma ve pişirme süreci durdu. Ben okula bırakıp kızımı eve gelene kadar sütümüz ocakta altı kapalı beni bekledi. Sonra fazla karıştırmadım. Leyya gibi bende son yarım saatte karıştırdım tekrar. Akıcı kıvamda çok lezzetli bir büyük bir küçük iki şişe karamelim oldu.
Karamelimi hem bu barda hemde başka bir tarifte denedim. Açıkçası değer mi? derseniz, DEĞER derim :)
Afiyet olsun :)